Türk Hukukunda Ortaklıktan Çıkarma Hakkının Kullanılma Şartları
- Hâkim şirketin, sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az % 90’ına sahip olması
- Azınlık pay sahiplerinin dürüstlük kuralına aykırı davranışlarla şirketin işleyişine engel olması
- Azınlık paylarının satın alınması
- Ortaklıktan çıkarma kararı ve payların devri
TTK m. 208. uyarınca satın alma hakkını kullanmak isteyen hâkim şirketin, diğer sermaye şirketinin paylarına ve oy haklarına doğrudan veya dolaylıolarak en az % 90 oranında sahip olması gerekmektedir. Çıkarma hakkı ancak mahkeme kararıyla hüküm ifade ettiğinden bu oranın mahkeme hüküm tarihine kadar muhafaza edilmesi gerekmektedir3. Diğer taraftan eşiğin hesaplanmasında sermaye ve oy hakkı kıstaslarından her ikisinin birlikte dikkate alınması gerekmektedir. Çıkarma hakkının kullanılması açısından ise eşiğin ne şekilde sağlandığının herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Bu yüzden hedef şirketle anlaşarak, münferit pay alımlarıyla, piyasadan pay toplanması, aleni pay alım teklifi vb. yöntemlerle eşiğin sağlanması mümkündür4.
Azınlık pay sahipleri, hukuki durumlarıyla orantılı olmayan bir takım menfaatleri elde etmek için kendilerine tanınan azınlık haklarını kötüye kullanabilirler. Bu amaçla şirket genel kurul kararlarına karşı iptal davası açabilir, nitelikli çoğunluk gerektiren durumlara toplantıya katılmayabilir veya olumsuz oy kullanmak suretiyle kararın oluşumuna engel olabilirler. TTK m. 208’de sınırlı olmayan şekilde, örnek kabilinden azınlığın şirketten çıkarılmasına sebep olabilecek bazı davranışlara yer verilmiştir. Söz konusu düzenlemeye göre; azınlık pay sahipleri sergiledikleri çeşitli davranışlarla şirketin çalışmalarını engellemeleri, dürüstlük kuralına aykırı davranmaları, fark edilir sıkıntı yaratmaları veya pervasızca hareket etmeleri durumunda hâkim pay sahibi, azınlık pay sahiplerinin ortaklıktan çıkarılması için mahkemeye başvurabilir. İlgili davranışların dürüstlük kuralınaaykırı olup olmadığı hâkim tarafından değerlendirilecek ve bu dava sırasında ispat yükü davacı hâkim pay sahibinde olacaktır
TTK’dahâkim pay sahibinin çıkarma hakkını kullandığı durumlarda azlığa ödenecek pay bedeli olarak mahkeme tarafından tespit edilecek değer dikkate alınmaktadır. TTK m. 208’de hâkim şirketin azlığın paylarını varsa borsa değeri, yoksa 202 ncimaddenin ikinci fıkrasında öngörülen şekilde belirlenen değer ile satın alabileceği ifade edilmiştir. 202 ncimaddenin ikinci fıkrasında ise pay bedelinin sırasıyla borsa değeri, borsa değeri bulunmuyor veya bu değer hakkaniyete uygun düşmüyorsa gerçek değer (bilanço değeri)5 yada genel kabul gören bir yönteme göre belirlenecek bir değer olabileceği ifade edilmiştir. Bu doğrultuda mahkeme azlığa ödenecek pay bedelini tespit ederken öncelikli olarak varsa payların borsa değerini dikkate almalı, borsa değerinin bulunmadığı veya bu değerin hakkaniyete uygun düşmediği durumlarda ise payların gerçek (bilanço) değeri ya da genel kabul gören bir yönteme göre belirlenecek değeri dikkate almalıdır.
TTK m. 208 uyarınca, belirlenen şartların yerine gelmesi halinde, hâkim pay sahibinin azınlık pay sahiplerinin ortaklıktan çıkarılması talebiyle mahkemeye başvurması gerekmektedir. Bu sebeple hâkim pay sahibinin azınlığın ortaklıktan çıkarılmasını talep etmesiyle başlayan dava sürecinde, mahkemeninikinoktadaincelemede bulunupolumlukararvermesi gerekmektedir. Bunlardan ilki kanunda belirlenen eşiğin hâkim pay sahibi konumundaki davacılar tarafından aşılıp aşılmadığı, ikincisi ise azınlık pay sahiplerinin bir takım olumsuz davranışlar yoluyla dürüstlük kuralına aykırı davranıp davranmadıklarının tespiti hususudur. Bu iki şartın bir arada sağlandığı durumlarda mahkeme tarafından azınlık pay sahiplerinin şirketten çıkarılmasına karar verilebilecektir. Bu kararla birlikte azınlık pay sahiplerine ait paylar hâkim pay sahibine geçmektedir. Bunun dışında TTK m. 208’de azınlık paylarının hâkim pay sahiplerine geçmesine karar verilmesi halinde pay bedellerinin azınlık pay sahiplerine ödenmesini teminat altına alan bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Diğer bir ifade ile azınlığın şirketten çıkartıldıktan sonra paylarının karşılığını alamaması gibi bir tehlikeyle karşılaşması mümkündür. Bu tehlikeyi bertaraf etmek adına, mahkemenin, mülkiyeti karşı tarafa geçiren kararı vermeden önce, tespit edilen pay bedellerinin mahkemece belirlenecek süre içerisinde ve mahkemenin belirleyeceği yere depo edilmesi gerektiği yönünde bir ara karar verebileceği kanaatindeyiz6.Paybedellerinin belirlenen süre içerisinde depo edilmemesi durumunda ise davanın reddedileceğine ilişkin uyarıya da bu ara karardayerverilmelidir.