Giriş

“Çıkar çatışmaları sadece çoğunluk ve azınlık pay sahipleri arasında yaşanmamakta, ekonomik yoğunlaşmaların artmasıyla birlikte şirketler topluluğu içerisinde yer alan hâkim şirket ile bağlı şirketin pay sahipleri arasında da gerçekleşebilmektedir. Öte yandan hâkim şirketin bağlı şirket üzerindeki hâkimiyet hakkını hukuka uygun bir şekilde kullanması gerekmekte olup, aksi halde bağlı şirketin pay sahiplerinin TTK m. 202/1/b hükmü doğrultusunda1 mahkemeye başvurarak bağlı şirketin uğramış olduğu kayıpların tazmin ettirilmesini talep etme hakları bulunmaktadır. Sorumluluk davası olarak isimlendirilen bu dava sonucunda aralarında davacı konumundaki bağlı şirket pay sahiplerinin pay sahipliğinden çıkarılma sonucuna yol açan çözüm yollarına da başvurulabilmektedir2. “

Sorumluluk Davası

TTK m. 202/1/b hükmü doğrultusunda hâkim şirketin tazminat sorumluluğunun doğması ve bağlı şirketin pay sahiplerinin sorumluluk davası açabilmeleri için hâkim şirketin; a) hâkimiyetini hukuka aykırı bir biçimde kullanması, b) bağlı şirketi zarara uğratması, c) hâkimiyetin hukuka aykırı kullanılması ile zarar arasında illiyet bağının bulunması ve d) bu zararın hâkim şirket tarafından giderilmemiş olması gerekmektedir 3.

Hâkim şirket, bağlı şirket üzerindeki hâkimiyetini hukuka aykırı kullanmasından kaynaklanan kayıplarını tazmin etmek zorundadır. Diğer taraftan bağlı şirketi kayba uğratan iş ve işlemin, aynı konumda bulunan bağımsız bir şirketin, şirketin menfaatlerini gözeten dürüst ve tedbirli yöneticileri tarafından da yapılabileceği ortaya konulduğu takdirde, her ne kadar ilgili iş veya işlem hâkim şirketin yönlendirmesiyle yapılmış olsa ve bağlı şirketi kayba uğratsa dahi, hâkim şirketin denkleştirme borcu doğmaz ve hâkim şirket başkaca bir sorumluluk altına girmez4.

————————————–

Diğer bir ifade ile davranışın özen ölçüsü çerçevesinde kalması, bir hukuka uygunluk sebebidir ve hâkim şirket bakımından sorumluluğun doğmasını engeller (TTK m. 202/1/d)5. Hâkim şirketin hâkimiyetini hukuka aykırı kullanmak suretiyle bağlı şirketi kayba uğratması, sorumluluk davasının açılması açısından yeterli değildir6. Çünkü hâkim şirketin hâkimiyetini kullanarak bağlı şirketi kayba uğratacak iş ve işlemlere yöneltmesi yasaklanmışken, hâkimiyetin kullanılmasına getirilen bu sınırlama, bir koşulun yerine getirilmesi ile ortadan kalkmaktadır. Bu koşul, bağlı şirketin uğradığı kaybın, “o faaliyet yılı içinde fiilen denkleştirilmesi veya kaybın nasıl ve ne zaman denkleştirileceği belirtilmek suretiyle en geç o faaliyet yılı sonuna kadar, bağlı şirkete denk değerde bir istem hakkı tanınması”dır(TTK m. 202/1/a). Denkleştirmenin bu şekilde yerine getirilmesi, hâkimiyetin kullanılması yoluyla bağlı şirketin kaybına sebebiyet verebilecek iş ve işlemlerin yapılmasına yol açılmasını hukuka aykırı olmaktan çıkarmaktadır7.

Usul

Sorumluluk davasını ancak bağlı şirketin pay sahipleri ve alacaklıları açabilmekte olup, bağlı şirketin sorumluluk davası açabilmesi mümkün değildir8. Şirketteki pay oranlarına bakılmaksızın bağlı şirketin her bir pay sahibi hâkim şirkete karşı sorumluluk davasını açabilir ve davanın karşı tarafında hâkim şirket ve kayba neden olan yönetim kurulu üyeleri yer alır. Dava sonucunda 11Temmuz2013 tarafında hâkim şirket ve kayba neden olan yönetim kurulu üyeleri yer alır. Dava sonucunda tazminata hükmedilmesi halinde bu tazminat bağlı şirkete ödenir (TTK m. 202/1/e, 555/1). Davada görevli ve yetkili mahkeme hâkim şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesidir (TTK m. 202/1/e, 561/1). Hâkim şirketin merkezinin yurt dışında bulunması halinde dava, bağlı şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde açılır. Bu davanın, davacıların zararı ve sorumluyu öğrendikleri tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği tarihten itibaren beş yıl içerisinde açılması gerekir.

————————————–

Ortaklıktan Çıkarma

Sorumluluk davasının konusu, bağlı şirketin kayıplarının giderilmesi olmakla birlikte, mahkemelere bunun ötesinde çeşitli çözüm yollarını uygulama yetkisi tanınmıştır. Bu doğrultuda mahkemeler aralarında ortaklıktan çıkarılmanın da bulunduğu pek çok çözüm yolunu uygulayabileceklerdir. TTK m. 202/1/b’yegöre davacı pay sahipleri bağlı şirketin kayıplarının tazmini yerine payların hâkim şirket tarafından satın alınması veya duruma uygun düşen, kabul edilebilir başka bir çözüm yolunun uygulanması talebiyle de mahkemeye başvuruda bulunabilirler.

Hâkim şirketle bağlı şirket arasındaki çıkar çatışmalarının çözümü konusunda duruma uygun başka bir çözüm bulunamadığı hallerde ise, mahkeme, davacı pay sahiplerinin paylarının hâkim şirket tarafından satın alınmasına karar verebilecektir. Hâkim şirketin hukuka aykırı davranışlarının devamlılık taşıdığı ve söz konusu davranışların ortaklıktan çıkarma dışında farklı çözüm yollarıyla giderilmesinin mümkün olmadığı hallerde çıkarma kararı verilmesinin daha doğru olduğu kanaatindeyiz10.

Pay sahiplerine pay bedellerinin ödenmesi

Denkleştirme davaları sonucunda davacı pay sahiplerinin ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi pay sahiplerinin sergilediği olumsuz davranışlarından ötürü değil, hâkim şirketin bağlı şirket üzerindeki hâkimiyetini hukuka aykırı kullanmasından kaynaklanır. Dolayısıyla ortaklık çıkarılma kararı bir yaptırım olarak uygulanmamalı, çıkar çatışmalarına çözüm bulmak amacıyla başvurulmaktadır. Bu sebeple bu tür davalar sonucunda davacı pay sahiplerinin ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiği hallerde pay bedellerinin değerinin tam ve eksiksiz ödenmesi gerekmektedir.

————————————–